İklim değişikliği haritasına göre 1.5 derecelik ısınma sonucunda 40 yıl içinde İstanbul’un kıyı haritası da değişecek.
İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin en önemli sonucu buzulların erimesiyle deniz seviyesinde görülen artış oldu. Yeni bir modelleme, sera gazları üretiminin durdurulamaması halinde 40 yıl içinde İstanbul sahillerinin 2 kilometre içlere kadar sular altında kalacağını gösterdi.
İklim değişikliğinin Türkiye’ye etkilerine ilişkin analizlerin yer bulduğu raporda, 2071 ile 2099 yılları arasında Türkiye’de yaz aylarında sıcaklıklar 6 dereceye kadar artabilir. Yağış miktarlarında ise aynı dönemde yüzde 60’lık azalma görülebilir.
Rapora göre; iklim krizi, tarımda ve hayvancılıkta da verim kayıplarına yol açacak. 34 derecenin üzerinde her 1 derecelik artış, hayvan dengesini bozarak et ve süt üretiminde kayıplara neden olacak.
İklim bilimciler, Dünya’nın sanayi öncesi döneme göre halihazırda 1.2 derece daha sıcak olduğunu, artışın bu yüzyılın sonuna dek 1.5 derecede sınırlandırılması gerektiğini söylüyor. Fakat sera gazı salınımı bugün azaltılmaya başlandığı ve 2050’de sıfırlandığı en iyimser senaryoda bile 1.5 derece hedefini tutturmak neredeyse olanaksız. Salınım artışının 2050’ye kadar sürdüğü kötümser durumda ise sıcaklık artışı 2060’lara geldiğimizde 3 dereceyi bulmuş olacak ve buzul erimesine bağlı olarak okyanuslar, en yüksek seviyelerine çıkana kadar on yıllarca kabarmaya ve felaketlere yol açmaya devam edecek.
Deniz seviyesindeki artışın etkilerini inceleyen ABD merkezli Climate Central adlı organizasyon; Çin, Hindistan, Vietnam ve Endonezya’nın olumsuzluklardan en çok etkilenecek ülkeler olduğunu ortaya koydu. Kurumun yeni çalışmasına göre, tüm dünyada yaklaşık 385 milyon insan, sera gazı salınım miktarı düşse bile nihayetinde sular altında kalacak bölgelerde yaşıyor. Isınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılabildiği senaryoda 510 milyon, 3 derecenin görüldüğü durumda ise 800 milyondan fazla kişi göç etmek zorunda kalacak.
Haber: Ömer Can Kutval – Şeref Alperen Koç
