Haber: Ömer Can Kutval

İstanbul Aydın Üniversitesi Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen “Gazetecilik Konuşmaları” webinar serisinin ilk konuğu duayen gazeteci ve televizyoncu Oğuz Haksever oldu. Dr. Öğr. Üyesi Kuzey Yıldız moderatörlüğünde Zoom üzerinden gerçekleştirilen Türk Medya Yapısı ve Gazeteciliğin Geleceği konulu etkinlikte, gazeteciliğin ve medyanın dünyadaki değişimi, dönüşümü ve geleceği hakkında konuşuldu.

“Türk Medyasının Kendine Göre Bir Karakteri Var”

Uzun süredir ekranlarda göremediğimiz gazeteci Oğuz Haksever gazetecilik mesleğinden uzak kalmadığını bu işin masa başı bir iş olmadığını “Bizim meslekte emeklilik yoktur” sözleriyle dile getirdi. Sosyal medyayla da yakın zamanda ilgilenmeye başladığını söyleyen Haksever gelen talep ve istekler doğrultusuyla LinkedIn ve Instagram hesabı açtığını belirtti. Türk medyasının yapısıyla ilgili de konuşan Haksever, “Türk medyasının kendine göre bir karakteri var. Bu karakter demografik ve demokratik yapıdan çok etkileniyor. Benim dönemimde büyük müzisyenler, büyük yazarlar vardı. Çünkü o zamanlar Türkiye’de ve medyada özgürlük vardı. Medya ne zaman özgürse ‘regülasyon’ olmak şartıyla yapısı değişiyor” dedi. Özal zamanında özel haber kanalları furyasının başlamasının da bu durumu etkilediğini söyleyen Haksever o dönemde İngiltere’den yayınlar yaptığını sözlerine ekledi. Haksever, günümüz medyası hakkında da konuştu: “Muhalefet ve iktidar yanlısı medya var. Bunların her ikisine de baktığımızda ortada sorunlar olduğunu görüyoruz. Bunların çözümü ortamın ne kadar özgür olduğuna bağlı. Ortam ne kadar özgürse Türkiye’de karakter o kadar gelişir. Medyanın geleceği konvansiyonel medyada değil, dijitalde kabuk kırıyor. Bunun nedeni ise izleyicinin özgürlük, özgünlük, özen araması” dedi. Haksever, bunun yanı sıra yeni kuşakların beklentilerinin farklı olduğunu ve haber kanallarının geleceğinin parlak olmadığına değindi.

Medyada İyelik Medya İşi Yapanlarla Olmalı

Haksever, bugünkü medya yapısının kafaları rahat olanlarla yapıldığını; bankası, inşaat şirketi olanla bu işin yapılamayacağını belirtti. Medyanın bir iyelik işi olduğunu ve bunun medya patronları tarafından yapılması gerektiğini dile getiren Haksever; dünyada da böyle ortamların olduğunu fakat oralarda da siyasi ortamın olgunlaştığını ve dolayısıyla bu bağlamda medya organlarının özgür olduğuna dikkat çekti.

“Bizim Meslekte Emeklilik Yoktur”

Uzun süredir ekranlarda göremediğimiz Oğuz Haksever, gazetecilik mesleğinden uzak kalmadığını, bu işin masa başı bir iş olmadığını “Bizim meslekte emeklilik yoktur” sözleriyle dile getirirken ekranlardan uzak kalmasını da mizahi bir üslupla ayranının kabarmasını beklemesine bağladı. Sosyal medyayla da yakın zamanda ilgilenmeye başladığını söyleyen Haksever, gelen talep ve istekler doğrultusuyla da LinkedIn ve Instagram hesabı açtığını belirtti.

“Fotoğraflarda Bir Şeyler Söylemek İstedim”

Webinar’da Oğuz Haksever’e ait olan “Savaş ve İnsan” isimli video izletildi. “Genellikle haber, fotoğraflar üzerinedir” diyen Haksever, fotoğraflarda bir şeyler söylemek istediğini, kendisi için 15 senedir bu işin bir büyüsü olduğunu vurguladı. Haksever anlatma yeteneğinin azalmasından korktuğunu, bu yüzden okuduğunu söyledi. Özellikle yayıncı olmak isteyenler için bol bol şiir okuma tavsiyesinde bulunan Haksever; şairlerin kelimeleri en ekonomik kullana kişiler olduklarını, bu yüzden bir yayıncının da kelimeleri ekonomik kullanabilmek için şiir okuması gerektiğini söyledi. Haksever’e yöneltilen bir diğer soruysa ateş hattında olmanın nasıl bir duygu olduğuydu. Haksever bu soruya şu şekilde yanıt verdi: “Çok enteresan bir duygu. Ateş hattında bulunan bir gazetecinin uyması gereken üç kural vardır: İnsanların tanık olduğu sıkıntıları anlayıp aktarmak, haberi vermek ve gazetecilik yarışına katılmak.”

“Haber Bültenlerinde Yeni Bir Adet Başladı: Haberburger”

Haksever, alternatif mecralar ilgili de şunları söyledi: “Ana akımda bilinçli izleyiciye göre yayıncılık yapılmadı. Ülkenin demografik yapısını gözetmiyorlar. Bunu fark eden bilinçli seyirci, bu boşluğu alternatif mecralarda buldu. Bugün birisi 100 bin izlenirken, 100 bin tiraj yapan gazete yok.” Son zamanlarda gazeteciliğin yanında duyduğumuz yeni medyayı değerlendiren Haksever, “İlk başta ben bu konuya şöyle bakıyorum: Dışarda ne yapılıyor, bizde ne yapılıyor? Maalesef ki taklitçiyiz. Alıyoruz otistik genç bir doktorun dizisini uyarlama yapıyoruz, sonra her taraf doktor dizisi oluyor. Şimdilerde haber bültenlerine yeni bir adet eklendi. Haber başlamadan 15 dakika önce haberleri bir çorba gibi edip önümüze koyuyorlar. Ben bunlara ‘haberburger’ diyorum. Böylelikle habercilikte endüstrileşiyoruz. Sonra giriyoruz bakıyoruz haber sitelerine, bulmaca gibi manşetler. Okuyucunun anlayamadığı bir şekilde haberi sunuyorsun. Bu konuda çok kızgınım.” şeklinde konuştu.

“Sunucular %5 Doktor Oldu”

Pandeminin gazeteci ve sunucuları da etkilediğini, sunucuların bu dönemde %5 doktor olduğunu söyleyen usta gazeteci; televizyon haberciliğinin ölmeyeceğini, hareketli görüntüyü insanla anlatmanın bitmeyeceğini vurguladı. Haksever, bunun yanı sıra eskiden sağlık editörlerinin olduğunu, şimdilerdeyse sayılarının azalmaya başladığını ve bu konuda kaygılı olduğunu dile getirdi. Haksever, olağanüstü durumlarda gazetecinin dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: “Konu terörse mutlaka medyadan da yararlanmak gerek ve dikkatli olunmalı. Afet durumundaysa en önemli şey ihtiyacın ne olduğunu saptamaktır.”