Haber: Mehtap Dağkuş

Pandemi döneminde insanların artan yalnızlığına bir ses olan Clubhouse, en temel ihtiyacımız olan iletişimimizi karşılayan, katılımcıların “native” konuşma tarzlarını ortaya koyduğu veya dinleyici olarak katılabildikleri ses temelli bir sosyal medya uygulaması. Sesin gücüyle insanların bir araya geldiği bu sosyal ağı, kimileri bir araştırma tekniği olan odak gruba, kimileri ise bir panele, yani açık oturuma benzetiyor.

Paul Davison ve Rohan Seth tarafından kurulan Clubhouse, Alpha Exploration Co. Yazılım şirketi tarafından 2020 yılının Nisan ayında piyasaya sürüldü. Andreessen Horowitz şirketinin 12 milyon dolarlık yatırım yapmasıyla ilerleme kaydeden Clubhouse, 6 ay içinde 1500 üyeden haftalık 2 milyon kullanıcıya ulaşmasıyla da unicorn bir şirkete dönüşmek üzere.

Peki, Nereden Başlamalıyız?

Clubhouse şimdilik sadece iOS kullanıcılarının kullanabildiği bir sosyal medya platformu. Android kullanıcılar ise devam eden teknik çalışmalar sonucunda kullanmaya başlayabilecek. Davetiye veya referans yoluyla üye olunan Clubhouse’un arkasındaki fikir, insanlara bir ekran izlemeden başkalarıyla etkileşim kurma şansı vermek. Ayrıca nerede olduğunuzun veya ne giydiğinizin bir önemi yok. Bu platformda gündelik işlerinizi yaparken, kanepede uzanırken, koşarken, araç kullanırken sosyalleşebilirsiniz. Bu yönüyle podcastlere benzeyen Clubhouse’un en önemli farkı ise konuşmalara aktif olarak katılabilmek.

İçeride Neler Oluyor?

Tercih edilen sohbet odalarına giriş yaparak dinleyici olabildiğiniz gibi, el kaldırarak konuşmalara da katılabilirsiniz veya bir konuşma konusu belirleyip bir sohbet odası oluşturabilirsiniz. Böylelikle odanın moderatörlüğünü yaparak konuşmayı yönetebilir veya yönlendirebilirsiniz. Sohbet odalarına baktığımızda bilgi ve deneyimlerini paylaşan yöneticilerden tutun da profil resimlerinden kişilik analizleri yapan kişilere kadar birçok konu seçeneğiyle karşılaşabiliyorsunuz.

Kullanıcılara baktığımızda ise dünyanın her yerinden içerik oluşturucuların, sporcuların, girişimcilerin, liderlerin, yazarların, sanatçıların, bilim adamlarının, siyasetçilerin ve daha fazlasının Clubhouse’da olduğunuzu söyleyebiliriz. Clubhouse’un dünya genelindeki en dikkat çekici katılımcısı Elon Musk olurken, Türkiye’de ise Lipton Ice Tea markası ilk reklam veren olarak dikkatleri üzerine çekti. Bu iki sohbet odasının ortak noktası ise odaya girmek isteyen kişilerin olmasına rağmen odaların katılımcı sayılarını doldurmuş olmalarıydı. Bu gelişmeleri Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin üniversitelerine atanan rektöre karşı başlattıkları bir direniş hareketi olarak görülen sohbet odaları takip etti. Açılan sohbet odasının katılımcı limiti dolduğu için ikinci bir sohbet odası açılarak birinci odadaki ses ikinci odaya aktarıldı. Sanırım Clubhouse’un en ilginç olayı ise programdaki açığı bulan bir kullanıcının sohbet odalarına girip el kaldırmadan konuşmayı ve aynı zamanda moderatörlüğü ele geçirmesiydi.

Güncel Bir Araştırma Hakkında

Yapılan son araştırmalara göre Clubhouse uygulamasının dünya çapında 8 milyon kullanıcısı var. Bu sayının 125 bini Türkiye’den ve Türkiye uygulamayı en çok kullanan ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Araştırmanın devamında ise kullanıcıların içeriklere bakış açıları değerlendirilmiş. Araştırmaya katılanların %63’ü içerikleri pozitif, %31’i nötr ve %6’sı negatif içerik olarak değerlendiriyor. Uygulamanın pozitif taraflarına baktığımızda, kişilerin normalde iletişim kuramadıkları kişilerle konuşma fırsatı yakalamaları, her konudakonuşma imkânı yaratması, sesin kaliteli oluşu, kaliteli kişilerin kaliteli içerikler üretmesi, gerçek kimlikle üye olunduğundan trollüğün önüne geçilmesi gibi faydalar karşımıza çıkıyor. Öte yandan, kalabalık odalarda söz hakkı şansının neredeyse olmaması, unvansız veya takip sayısı az olan kişileri dinlemeyi istememek ve hala Android işletim sisteminde kullanılamamasını Clubhouse’un negatif yönleri arasında sayabiliriz.

Kullanıcı Gözünden!

Pandemi nedeniyle maalesef uzun süre sosyal hayattan uzak kaldık. Bu uzaklık bizi daha önce hiç olmadığı kadar dijital dünyanın içine doğru sürükledi. Yalnız kalmaktan duyduğumuz kaygı sonucu iletişim kurmak için yeni iletişim yolları aramaya başladık. Y ve Z kuşağı olarak çoğumuzun dijital dünyanın içine doğduğunu düşündüğümüzde Clubhouse bizim için kaçınılmaz bir platform oldu.  Çok yeni bir mecra olduğu için aslında kimsenin çok da bilgisi yoktu. O zaman hemen bir davetiye bulup keşfe çıkmalıydım. Bir süre davetiye bulamadım ve kayıt olup birinin beni fark etmesini beklemeye başladım. Bir iki gün geçmeden birinin bana referans olması sonucunda artık bende bir Clubhouse üyesiydim. Hemen keşfetmeye başladım. Arkadaşlarıma davetiye yolladım. Deneme amaçlı bir oda kurdum. Tüm özelliklerini denemeye başladım. Şaşkındım. Her keşfettiğim şeyi anlamlandırmaya çalışıyordum. Her yaptığım yanlış bir harekette platformdan çıkıyordum. Bu böyle yaklaşık bir hafta sürdü. Sonra artık herkesin kadar benim de deneyimim oldu ve uykusuz gecelerim başladı. Sabahın ilk ışıklarına kadar Clubhouse odalarındaydım. Daha önce hiç görmediğimiz ve göremeyeceğimiz insanlara içimizi açtık. Korkularımızdan, hayallerimizden, önyargılarımızdan, tecrübelerimizden bahsettik. Bazen bir parkta hiç tanımadığımız birinin yanına oturup konuşmak isteriz ya, işte tam da böyle bir şeydi Clubhouse. Bu düşünceyle oda oda dolaşmaya başladım. Bilgilenmek için bilgi odalarında, eğlenmek için eğlence konulu odalarda sabahladım. Birbirinden ilginç insanlarla tanıştım. Hatta arkadaşlıklarımız diğer platformlara taşındı. Normalde ulaşılması zor olan insanlarla iletişim kurdum. Doğrularım yanlış oldu, yanlışlarım doğru oldu. Clubhouse, insanların beni önce sesiyle, sonra hayata bakış açılarıyla, bilgileriyle, şaka anlayışlarıyla kendilerine yakın hissettirdiği bir başka dünya oldu. 

Sonuç Olarak…

Clubhouse, dünyanın mono kültür olmadığının bir göstergesi.Farklı kültürlere, dinlere, cinsel yönelimlere, etnik kökenlere rastlayabileceğimiz ve tüm bu insanların görüşlerini paylaşmak, duyurmak ve öğrenmek için bir araya geldiği Clubhouse, McLuhan’ın tanımıyla küresel köy de diyebileceğimiz bir sosyal ağ olma yolunda.