İstanbul Modern’in koleksiyonundan oluşturduğu, sanatın; görsel, yazınsal ve performansa dayalı ifade biçiminin plastik sanatlardaki etkilerini ele alan “Etkileşimler” adlı yeni sergisi sanatseverlerle buluştu.

İstanbul Modern’de 14 Ağustos’ta başlayan, sanatın; görsel, yazınsal ve performansa dayalı ifade biçiminin plastik sanatlardaki etkilerini ele alan “Etkileşimler” adlı yeni sergisi Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’ndeki geçici mekânında sanatseverlerle buluşuyor. İzleyiciyi, sanatçıların ilham kaynaklarını görmeye davet eden sergi; plastik sanatlar, mimari, edebiyat, müzik ve sinema alanından birçok konu ve isimlere odaklanıyor.

14 Sanatçıdan 15 Çalışma

Sanatçıların hem beden gücü hem de zihin gücünü kullanarak oluşturdukları eserlerin üretimlerinin nasıl bir araya getirilebileceğini gösteren sergi, diğer sanat dallarının yapıtlarda yer alma biçimlerini de ele alıyor. İlk kez izleyiciyle buluşacak eserlerin de bulunduğu mekânda, 14 sanatçının 15 çalışması sergileniyor. “Etkileşimler”de Bengü Karaduman, Leyla Gediz, İnci Eviner, Hayal İncedoğan ve İpek Duben’in yapıtlarının derlendiği sergi, sanatçıların ilham kaynaklarını, ilgi ve meraklarını yansıtıyor. Sergi aynı zamanda, sanatçıların üretimlerini biçimlendiren, esin kaynaklarının neler olabileceğini ve hangi niyetlerden, sorulardan yola çıktıklarına da ışık tutuyor.

‘Rüya Peysajı’: Ayna Karşısında ’Ben’ İle Yüzleşme

Çalışmalarında gerçeklik algısının çok katmanlı doğasını ortaya koyan Bengü Karaduman, gördüğü rüyalardan sahneler içeren “Rüya Peysajı”; “Ödül ve Ceza”, “Dikkati Kendine Yöneltmek” ve “Yerini Aramak” isimli çalışmalarıyla sergide yer alıyor. Üçlemenin ilk sahnesinde, rüyasında bir küratörün başarısını kutlamak için açtığı şampanyanın yüzünde patlaması, adeta başarıdan dolayı hissedilen suçluluk duygusunu ortaya çıkarır. İkinci sahnede ise, sanatçının figürü bir aynanın karşısında otururken, videoda ise sandalyelerin birinden kalkıp diğerine oturmakta ve bu hareketi sonsuz bir döngü içinde tekrar eder.

Tekrarlanan bu yer arayışı, kendi varoluşunu farklı yerlerde bulmaya çalışmanın fiziksel bir ifadesiyken, sanatçının dışarıya bakışını nihayetinde kendine yönlendirerek, bir anlamda ayna karşısında kendisiyle yüzleşmektedir. Sanatçı son sahnede ise, bir uzay gemisinde seyahat ederek evini arar. Ancak videoda dış ortamın sürekli ve hızla değişmesi, Bengü’nün evini tanımlamasını ve bulmasını imkânsız hale getirir.

Haber: Zehra Nur ÖZTÜRK