İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün “Hafıza-i Beşer: Osmanlı Yazmalarından Hikâyeler” sergisi, tarih meraklılarını ve sanatseverleri bu hafta son kez ağırlayacak. Matbaanın yaygınlaşmasıyla yavaş yavaş etkisini kaybeden Osmanlı elyazması kültürüne mercek tutan sergi, bu çok katmanlı kültürel mirasın dinamiklerini farklı başlıklar altında tartışmaya açıyor.

Osmanlı Toplumu Elyazmaları Işığında İnceleniyor

“Hafıza-i Beşer” sergisi, izleyicisini artık okumanın tarihini yazmaların tarihiyle beraber düşünmeye, metinleri ise hareket halinde, ucu açık yaratılar olarak yeniden ele almaya davet ediyor.  Elyazması Koleksiyonu’ndan bir seçkiyle ziyaretçileri metinler, objeler ve zamanlar arasında bir yolculuğa çıkaran sergi, elyazmaları üzerinden Osmanlı toplumunda çok dillilik, gündelik hayat, tıp, evren ve zamanın bilgisi, toplumsal cinsiyet ve cinselliğin izlerini sürüyor. “Hafıza-i Beşer”, Van Kalesi’ni beklerken yazma kopyalamaya fırsat bulan muhafız İbrahim Ağa’yı, divanı elden ele gezmiş Zübeyde Hanım’ı, kendi yazmasını düzelten Fransa Sefiri Yirmi sekiz Çelebi Mehmet Efendi’yi, esere “yazan yanlış yazmış” diye müdahale eden Kilisli Rıfat’ı, yazdıkları ayıplanmış, yasaklanmış ama kulaktan kulağa anlatılmış Enderunlu Fâzıl’ı, yazmayı koruması için yazılmış “Ya Kebikeç” tılsımı ve yüzlerce meşhur ya da isimsiz yazarı ve okuru biraraya getiriyor.

Metinler, Objeler Ve Zamanlar Arasında Yolculuğa Çıkaran Sergi

Beyoğlu Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Galerisi’nin, zengin elyazması koleksiyonundan bir seçkiyle oluşturulan “Hafıza-i Beşer” sergisi 28 Mayıs’ta sona eriyor. Osmanlı elyazması kültürünü yeniden gündeme taşırken, ziyaretçileri metinler, objeler ve zamanlar arasında yolculuğa çıkaran sergi, enstitünün giriş katındaki galeride hafta içi her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilir.

HABER: ZERRİN TÜRKOĞLU AKBULUT