İstanbul’da TBMM tarafında kabul edilen 6 Mart 2008 tarihinde ve 22 Mart 2008 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 5747 sayılı yasa uyarınca 39 ilçesi vardır. Bunlardan 25’i Avrupa Yakası’nda; 14’ü ise Anadolu Yakası’nda bulunur.

Bu semtlerin hikayeleri ise şu şekildedir:

AHIRKAPI: İstanbul’un Marmara kıyılarındaki yedi kapıdan birisidir. Has ahırın, yani padişahın atlarının ahırının burada olmasından dolayı bu isimle anıldı.

BAĞDAT CADDESİ: Osmanlı döneminde Üsküdar’dan Bağdat’a giden kervanlar bu yoldan geçerdi. İran seferlerine de bu yoldan çıkılırdı. Bu yüzden İstanbul’un en gözde mekanlarından birisi olarak anılan bu yere, Bağdat Caddesi denir.

BAĞLARBAŞI: Bu bölge eski çağlardan beri bağları ile ünlüydü. Bağların başlangıç noktası olmasından dolayı bu ad ile anıldı.

BEŞİKTAŞ: Bir kaç rivayet vardır. Barbaros Hayreddin Paşa’nın türbesine konulan Diplokionion sütunlarının beşiğe benzemesinden dolayı semtin adının Beşiktaş olduğu söylenir.

CİHANGİR: Kanuni Sultan Süleyman’ın, Tophane ile Fındıklı arasındaki kıyıdan 300 basamakla ulaşılan yüksekçe bir yere oğlu Cihangir’in anısına yaptırdığı cami, semte adını vermiştir.

AYRILIKÇEŞMESİ: Anadolu yakasında, Kadıköy’den Acıbadem’e giderken Haydarpaşa’dan gelen yolla kesiştiği yerdeki semttir. Eskiden Trakya ve İstanbul’dan hacca gidecek olanlar burada toplanırlar ve hep birlikte yola çıkarlarmış. Hacı adayları yakınları ile burada vedalaşıp yola çıktıklarından semte Ayrılık Çeşmesi adı verilmiştir.

ÇENGELKÖY: Bizans İmparatoru Justinianos buraya karısı Sophia için bir saray yaptırmıştır ve semte Sophianea adı verilmiştir. Osmanlı döneminde bu semtte gemi çapaları imal edildiğinden adı Çengel Köyü olarak benimsenmiştir. Zamanla Çengelköy şeklini almıştır. Bir başka söylentiye göre de; Osmanlı döneminde leventlikten yetişen Çengeloğlu Tahir Paşa (Sonradan Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmiştir) bu semtte oturmuş ve yörede mescit, çeşme gibi vakıf işleri yaptırmış ve birçok hayır işlerine önayak olmuş semtin sevilen kişilerinden biri olmuştur, semte bu sebepten onun ismi verilmiştir.

FLORYA: Reşat Ekrem Koçu’ya göre İskender efendi namlı bir kişi burada yaptırdığı bahçeye doğduğu kasabanın ismini vermiş (Forina Arnavutluk’ta küçük bir kasabadır), isim zamanla Florya’ya dönüşmüş ve semtin ismi olarak benimsenmiştir.

KADIKÖY: Semtin tarihi Bakır çağına kadar uzanmaktadır. Semti Megara’lı göçmenler Khalkedon adıyla kurmuştur (İÖ 8yy) . Orhan Gazi Khalkedon un bir kısmını Osmanlı topraklarına kattı. Fatih Sultan Mehmet in kenti fethinde sonra bu yörenin bakımsız bir köy görünümünün düzelmesi için İstanbul Kadısı Hızır Bey’in buraya yerleşmesini istemiştir. Semt önceleri Kadıköy’ü sonraları Kadıköy olarak anılmıştır.

MAÇKA: Adının Farsça Masgah (Nişangah) tan geldiği söylenmektedir. Zamanla Maçka ya dönüşmüştür. Bir diğer söylentiye göre de Fatih Sultan Mehmet in 1461 yılında Trabzon’u fethinden sonra Trabzon’dan buraya gönderilen Maçkalılardan dolayı semte Maçka adının verildiğidir.

TAKSİM: Adını 19. yy. da kurulan su dağıtım şebekesinden almıştır. Maslak-Mecidiyeköy-Şişli yönünden gelen içme suyu burada toplanır ve dört yöne dağıtım (taksim) yapılırdı.

DOLMABAHÇE: Yunan mitolojisine göre Arganutların kralı İason Karadeniz seferi dönüşünde burada karaya çıkmıştır, bundan dolayı antik çağdaki adı İason’dur. Burada Bizans döneminde gezinti yeri olan küçük bir koy vardı. Osmanlıların İstanbul’u almasından sonra, I. Ahmet döneminde Kaptanı Derya Halil Paşa bu koyu doldurmakla görevlendirildi ve dol-durma işleri 1614’te II. Osman döneminde tamamlandı. Park haline getirilen koy Hünkar bahçesi adıyla anılmaya başlandı ismi zamanla Dolmabahçe’ye dönüştü…

 Haber: Ali Kerem Demiralp